İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı, alarm verici seviyelere geriledi. 2022 yılında doluluk oranı %45 seviyesindeyken bugün bu oran yalnızca %2,85 olarak ölçüldü. Kentin su ihtiyacının büyük kısmını karşılayan barajdaki bu düşüş, son yılların en ciddi su krizi endişesini gündeme taşıdı. Uzmanlar, Türkiye’nin batısında son 700 yılın en kurak döneminin yaşandığını belirtiyor.
Kuraklık tehlikesiyle boğuşan İzmir, aynı zamanda iklim krizinin diğer etkileriyle de mücadele ediyor. Avrupa Birliği’ne bağlı Copernicus İklim Uydusu verilerine göre, 2025 yazında Türkiye genelinde en fazla orman kaybı yaşayan il İzmir oldu. Kent genelinde 30 bin hektardan fazla ormanlık alan yangınlar nedeniyle yok oldu.
Bu durum, ekosistemi doğrudan etkilerken su döngüsünü de zayıflatıyor; yağışların azalmasına ve yeraltı sularının çekilmesine neden oluyor.
İzmir’de yalnızca su değil, hava kalitesi de alarm veriyor. Son ölçümlerde PM2.5 partikül seviyesi AQI 151 olarak kaydedildi. Bu değer, Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre “sağlıksız” olarak nitelendiriliyor.
Uzmanlar, bu seviyede hava kirliliğinin herkesin sağlığını olumsuz etkileyebileceğini; özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ciddi risk oluşturduğunu vurguluyor.
Uzmanlara göre İzmir’in içinde bulunduğu durum yalnızca mevsimsel bir sorun değil, uzun vadeli iklim değişikliğinin sonucu. Hidroloji uzmanları, yağış azlığı, aşırı buharlaşma ve plansız su tüketiminin Tahtalı’daki hızlı düşüşü tetiklediğini belirtiyor.
Kent genelinde bireysel ve kurumsal ölçekte su tasarrufu politikalarının hızla devreye alınması gerektiği vurgulanıyor.
Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesinin bu hızla gerilemeye devam etmesi hâlinde, uzmanlar İzmir’in 2026’yı susuz karşılayabileceği uyarısında bulunuyor.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)